Beş ile Oniki Yaş Arasında Bilişsel Gelişim
Okul çağı adı verilen beş ile oniki yaş arasındaki devrede çocuğun bilişsel gelişimi temel değişiklikler gösterir. Piaget bu aşamaya somut operasyonlar (Contrete operatıons) devresi adını verir. Piaget’ye göre bu devrede çocuk yeni ve son derece etkin zihinsel beceriler geliştirir.
Doğumdan iki-üç ay sonra nesnelerin yok olduğunu zanneden bebek oniki ay civarında nesnelerin değişmez olduğu aşamasına ulaşır. Beş yaşına doğru çocuk nesneleri zihinsel olarak temsil eder, ancak bu kavramlar ve semboller üzerinde zihinsel işlemler yapamaz. Örneğin; “masanın üzerinde duran beş kalemden ikisini kaldırdığımda, masanın üzerinde kaç kalem kalır?” gibi bir soruya zihinsel cevap veremez. Çocuk yedi yaşına doğru yaklaştıkça toplama, çıkarma gibi bilişsel işlemleri yapmaya başlar. Beş yaşındaki çocuk yukarıdaki soruya ancak masanın üzerine kalemleri koyup, ikisini kaldırdığınız zaman cevap verebilirken, yedi yaşındaki çocuk zihninden doğru cevabı hemen bulabilir. Bu zihinsel işlemler Piaget operasyon adını verir.
Yedi yaşındaki çocuğun zihinden düşünüş tarzı, beş yaşındaki çocuğun somut olarak elleriyle yaptığı masanın üzerinden kalemleri kaldırma işlemine benzediği ve çocuk iç temsilciler aracılığıyla düşündüğü için, Piaget bu işlemlere somut operasyonlar adını vermiştir. Çocuğun daha önce nesnelerle oynaması, nesneleri ikiye bölüp bir kısmını bir yere, diğer bir kısmını başka bir yere götürmesi, çocuğun somut operasyonlar geliştirmesinin temelinde yatar. Piaget’ye göre, çocuğun zihinsel gelişiminin temelinde, onun çevresiyle sürekli etkileşim halinde bulunması yatar.
Bu dönemde çocuk bir olayı diğer insanların gözünden görmeye başlar.
Kitlenin Değişmezliği: Kitlenin değişmezliği (conservation) kavramı, Piaget’nin çocukların bilişsel gelişimiyle ilgili olarak keşfettiği önemli kavramlardan biridir. Bu kavram kendini operasyon-öncesi devrede değil, somut operasyonlar devresinde gösterir. Eşit büyüklükte ve aynı biçimde olan iki bardak suya eşit miktarda su koyun ve çocuğa gösterin. Çocuk size, bardaktaki suların aynı olduğunu söyleyecektir. Daha sonra çocuğun gözü önünde, bardakların birindeki suyu daha dar ve uzun bir başka bardağa boşaltın. İnce uzun bardaktaki suyun düzeyi daha yüksek olur.
Çocuğa iki bardaktaki suyun eşit olup olmadığını sorduğunuzda, operasyon öncesi devredeki çocuk, “uzun bardaktaki su daha fazla!” diye cevap verir. Somut operasyonlar devresine girmiş bir çocuk ise “daha önceki bardaktan boşalttın, aynı miktarda su olması gerekir!” diye cevaplandırır. Çocuk, somut operasyonlar aşamasına geldiğinde, gözüyle görmüş olduğu suyun yüksekliğinin ötesine geçerek suyun miktarının ve hacminin aynı olduğunu anlayabilmektedir. Böylece çocuk değişen duyumsal verilerin ötesinde bir “değişmezlik” kavramını gerçekleştirecek düzeye ulaşır.
Değişmezlik kavramının temelinde geriye-dönüştürebilme (reversibility) yatar. Neden daha fazla su yok, bak daha yüksek gözükmüyor mu? Diye çocuğa sorulduğunda, çocuk “daha önceki bardağa boşaltsam aynı düzeye gelir!” ya da,”yeni su eklemedin ki!” gibi cevaplar verir. Demek oluyor ki çocuk o anda uzun bardakta gördüğü suyun yüksekliğini, zihninden daha önce görmüş olduğu su kütlesine dönüştürebilmektedir. Daha önce duyu organlarıyla yapılması gereken işlemler şimdi zihnen yapılabilmektedir. Geriye-dönüştürebilme, bu aşamada gelişen zihin işlemlerinden biridir.
Sınıflama: Çocuğun sınıflama (classification) becerelerinde de bu yaşta bir gelişme gözlenir. Somut operasyonların oluştuğu bu aşamada çocuk iki önemli beceriyi geliştirir. Becerilerden bir sınıf içerme (class inclusion) becerisidir, başka bir deyişle bir sınıfa (kategoriye) ait olan nesneleri, başka bir sınıfın alt dizisi olabileceğini çocuk anlar. Örneğin, köpekler hayvanlar sınıfının bir alt dizisini oluştururlar. Çocuğun kazandığı ikinci önemli beceri, daha önceki devrede ancak nesnelere dokunarak gerçekleştirebildiği sınıflama sürecini zihninde sembolik olarak yapabilmesidir.
Operasyon öncesi devreyle somut operasyonlar devresi arasındaki sınıflama farkını göstermek için şu örneği verelim. Elimizde oyuncak, hayvan, insan, otomobil gibi üzerinde değişik resimlerin bulunduğu bir deste kart (52 adet) bulunsun aklımızdan bir kart tutuyoruz, çocuğun yirmi soru sorarak bu kartı bulması isteniyor.
Operasyon öncesi devredeki çocuk tipik olarak, her kartı, “bu mu?” diye eliyle göstererek birbiri peşine sorar. Amaç yirmi soruda kartı bulmaktır. Yirmi soruda kartı bulmak gerçekten zordur. Çocuk ya tesadüfen karta rastlar, ya da çoğu kez olduğu gibi bulamaz.
Somut operasyon devresindeki bir çocuk karta bakar, kafasında kartları sınıflar ve “oyuncak gösteren bir kart mı? Otomobil resmi olan bir kart mı?” diye sorarak belirli kart sınıflarını elimine etmesini öğrenir. “sınıfları elimine etme” becerisi ancak somut operasyonlar devresinde kendini gösterir ve bu nedenle doğru kartı bulabilmesi daha yükselir.
Cinsiyet Rolleri: Somut operasyon devresinde gözlenen değişikliklerden biride, çocuğun cinsiyet rollerinin “sex roles” değişmezliğini anlamasıdır. Üç veya dört yaşındaki çocuk kadın-erkek kavramını anlamıştır ve kadını, hem gerçek yaşamda hem de resimlerde, erkeklerden har zaman ayırt edebilir. Fakat bu yaşta çocuğun anlamadığı cinsiyetin sürekli oluşudur. Ancak beş yaşına geldiğinde çocuk cinsiyetin sürekli olduğunu anlar ve elbise değiştirmek ya da saç uzatmakla cinsiyetin değişmediği kavrar. Bir anlamda daha önce nesnelerle uğraştığı “kitlelerin değişmezliği” kavramını, bireyin cinsiyetine uygulamaya başlamıştır.
Hayal ve gerçek: Somut operasyon devresinde çocuk gerçek dünya (reality) ile hayal dünyası (fantasy) arasındaki farkı da kavramaya başlar. Daha önce ana-babanın söylediği masalları gerçekmiş gibi dinleyen çocuk, bu devrede masalın gerçek olmadığını anlar ve bu kavrayış içinde masalları dinler. Çocuklar yeni yıl civarında hediye getirdiği kabul edilen Noel Baba’ya uzun süre inanırlar. Amerika’da yapılan bir araştırma çocukların 6,5 yaşına kadar Noel Baba’ya inandıklarını daha sonra onun gerçek değil bir hayal kişiliği olduğunu anladığını göstermişlerdir (Benjamin, Langley, & Hall, 1977).
Bu yaş kültürden kültüre ve her kültür içinde çocuğun içinde bulunduğu sosyal ortama göre biraz değişebilir. Örneğin, erken yaşta çalışmaya başlayan ve para kazanarak ailesini desteklemek zorunda kalan çocuğun hayal ile gerçek arasındaki ayrımı daha erken yapacağı beklenir. Yukarıda adı verilen araştırmacıların gözlemleri böyle hipotezi destekler yöndedir.
Anlatılanlar özetlenirse operasyon öncesi devreden somut operasyonlar devresine geçen çocuğun bilişsel alanda başardığı değişiklikler üç temel gurupta toplanabilir:
(1) çocuk nesnelerin ve olayların renk, biçim, yükseklik gibi dış duygusal özelliklerin baskısında kurtulup, onların kitle, hacim, sayı gibi iç özelliklerini kavrayabilecek hale gelir. Bu değişiklikler çocuğun cinsiyet anlayışında, sayı kavramının gelişmesinde, mekan ilişkileri kavramasında kendini gösterir.
(2) Okul çağındaki çocuk bir olayı diğer insanın gözüyle görebilmeyi zamanla daha iyi becermeye başlar. Operasyon öncesi devrede çocuğun düşünce tarzını Piaget ego-merkezli (egocentrich) düşünce olarak tanımlar. Ego merkezli olmaktan kurtulup diğer kişinin gözüyle dünyayı görebilmek çocuğun sosyal ilişkilerinde yani bir aşamaya yol açar.
(3) Çocuk dış dünyadaki nesnelerin yerine kafasında geliştirdiği semboller ve zihinsel operasyonlar aracılığıyla işlemler yapmaya başlar. Gördüğü nesneleri sınıflar, sınıflar arasındaki ilişkileri gözler ve dış dünyada bir değişiklik yapmadan kendi zihin dünyasında o yaşa göre oldukça karmaşık zihinsel buluşlara ulaşır.
Tabii çocuk bu değişiklikleri beş yaşına girdiği doğum gününde yapmaz. Yukarıda özetini verdiğimiz değişiklikler uzun bir zaman süresi içinde oluşmaya devam eder. Çocuklar arasında gelişme süreleri bakımından bazı farklılıkları olabilir. Bazı çocuklar 7-8 yaşında bazı zihinsel operasyonları geliştirirken, bazıları 9-10 yaşında bu gelişmeyi tamamlar. Fakat bilişsel gelişmenin her çocukta gösterdiği yön, gittikçe soyutlaşan ve karmaşıklaşan bir zihinsel operasyonlar dizisidir.