FORUM
=> Daha kayıt olmadın mı?ÜYELERİMİZ: brak28, dreamslet, hikmet ,emel18200 ,testerenecmi ,parmenides ,ask-nett , baran ,baran , sınıfcı_86 ,sınıfcıyım ,kristalegem , yasenyasemin , muku , silifkelim , wewe , makserano , alpcimm , yareen , kurnaz33 , örtmen , ressam ,balmumu, ay0yildiz , irem10 , izmirli , öğretmencik , pamuk20 , zeus , serpilll ,basov , bera00 , gülmisal , kinyas7 ,gldm ,kalli , ekim ,emir ,esiba ,egitimcixyz ,selim ,kral,nill_
FORUM - PROGAM GELİŞTİRME ÖZETLERİ
Burdasın: FORUM => KPSS ÖZET PAYLAŞIMI => PROGAM GELİŞTİRME ÖZETLERİ |
|
egitimcixyz (şimdiye kadar 155 posta) |
program geliştirme süreci ve ihtiyaç saptama -------------------------------------------------------------------------------- PROGRAM GELİŞTİRME SÜRECİ Program geliştirme işlemi bir süreçtir. Bu süreç sırasıyla yapılması gereken bazı işlemleri içerir. PROGRAM GELİŞTİRMENİN PLANLANMASI Planlama kendi içinde yedi alt basamaklardan oluşmaktadır. 1. Çalışma gruplarının oluşturulması 2. Program geliştirme çalışma planı 3. Ihtiyaç saptama 4. Hedef yazma 5. İçerik analizi yapma 6. Eğitim durumları hazırlama 7. Sınama durumları 1. Çalışma Gruplarının oluşturulması Program geliştirme birçok kişinin işbirliği içinde çalışmasını gerektiren bir işlemdir. Bu belirlemeler ışığı altında çalışma gruplarını üç grupta toplayabiliriz. Bunlar; I. GRUP: Program karar ve koordinasyon grubu II. GRUP: Program çalışma grubu III. GRUP: Program danışma üyeleri grubu a.Program Karar ve Koordinasyon Grubu Ülkemizdeki tüm eğitim çalışmaları, her düzeyde eğitim programlarının hazırlanması ve geliştirilmesi MEB sorumluluğu altında yürütülmektedir. Bu nedenle program hazırlamada en yetkili organ MEB ve buna bağlı olan Talim Terbiye Kurulu'dur. Hangi alanlarda program geliştirme çalışmalarının yapılacağına karar verilir. Ülkede başta olan eğitim felsefesinin bu programlara yansıtılması sağlanır. Hazırlanan programları kabul yada değiştirmede karar organı olarak görev yapar. Tüm program geliştirme çalışmalarında koordinasyonu sağlar. a.MEB temsilcisi b.Program geliştirme uzmanı c.Öğretmen örgütleri temsilcisi d.konu alanı uzmanı e.Veli temsilcilier f.öğrenci temsilcileri b.Program çalışma grubu. Program Çalışma Grubu Programın hazırlanması, uygulanması, değerlendirilmesi ve geliştirilmesi aşamalarında sürekli görev yapan bir gruptur. Grupta bulunan üyeler; a.Program geliştirme uzmanı b.Ölçme değerlendirme uzmanı c.Konu alanı uzmanı(Üniversitelerden d.Konu alanı uzmanı(Pilot okullardan c.Program Danışma Grubu Program çalışma grubuna danışma yapacak uzmanlardan oluşur. Gerektiğinde katılması gerekenlerdir. Bunlar; Eğitim Psikologu Eğitim Sosyologu Eğitim Felsefecisi Eğitim Ekonomisti Eğitim Denetçisi Eğitim Teknoloğu İletişim Uzmanı 2. Program Geliştirme Çalışma Planı Program geliştirme sürecinde hangi işlemlerin, ne zaman ve ne kadar sürede gerçekleştirileceğini belirleyerek bir zaman takvimi hazırlanır 3. İhtiyaç Saptama Program geliştirme sürecine ihtiyaç saptama çalışmalarıyla başlanır. Toplumun beklentileri ve ihtiyaçları nelerdir? Bireyin ihtiyaçları nelerdir? Konu alanı ile ilgili ihtiyaçları nelerdir? İHTİYAÇ SAPTAMA YAKLAŞIMLARI Programın hazırlanması için bir program ihtiyacının ortaya çıkması ve bu ihtiyacın en iyi şekilde karşılanması için de gerçek ihtiyacın ne olduğunun saptaması lazımdır. ihtiyacın analiz edilmesi ile ilgili farklı yaklaşımlar vardır. 1. Farklar Yaklaşımı Olması gereken durum ile olan durum arasındaki farka bakarak ihtiyaç saptanır. Örnek :Biz yılda ortalama 100 ton su tüketiyoruz diyelim bunu 70 tona düşürmek için çalışmalar yapmamız gerektiğini düşünüyorsak bu farklar yaklaşımına girer. 2. Demokratik Yaklaşım İhtiyaç, toplumdaki baskı gruplarının isteklerinden hareketle ortaya çıkar.Bskı grupları sivil toplum örgütleri ve aydınlardır..burdaki baskı olumlu bir ifadedir. 3. Analitik Yaklaşım Gelecekte ortaya çıkması olası durumlardan yola çıkarak ihtiyacın belirlenmesi sürecidir. Mevcut durumdan yararlanılarak geleceğe yönelik durumlar hakkında karar verilir. Bu yaklaşımda eleştirel düşünceden yola çıkılarak çözüm aranır.Örnek Biz eğer harcadığımız suyun 2010 yıllında tükeneceğini düşünürek geleceğe yönelik planlar yaparsak bu analitik yaklaşım olur 4. Betimsel Yaklaşım Belirli olgu ya da eğitim yaşantılarından ortaya çıkan durumla ilgilenilir. Bir nesnenin yokluğu, eksikliği ile ortaya çıkan zararla o nesnenin varlığının ortaya koyacağı, sağlayacağı yarardan hareketle ihtiyaç belirlenir. İhtiyaç Değerlendirme Teknikleri 1.Delphi tekniği-Anket geliştirme:Faklı uzmanların görüşüne başvurmaktır 2.Progel-Dacum Tekniği:Bir mesleğin beceri profili ve oluşma şartlarını incelemektir 3.Gözlem:Somut olarak sorunu anlamak için yapılır 4.Meslek Analizi:Mesleğin özellikleri ve neden ihtiyaç duyulduğu saptanır 5.Ölçme araçlan-Testler:Sorularla ihtiyaç belirlenmeye çalışılır. 6.Görüşme-Grup toplantıları:İhtiyacı değerlendirmek için yapılır. 7.Kaynak tarama a.Literatür tarama b.Raporları değerlendirme c.Mevcut programı inceleme | |||
egitimcixyz (şimdiye kadar 155 posta) |
TEMEL KAVRAMLAR Eğitim insanı temel alır ve onun öğrenmesiyle başlar. öğrenme yeteneği olmadan eğitim olmaz. Eğitimin başlangıcı, insanın insan olarak çevresiyle etkileştiği güne kadar uzanır. Birey davranışlarının hemen tamamını başkalanyla etkileşerek, onları gözleyip taklit ederek öğrenir. Bu anlamda birey, doğduğu andan başlayarak çevresinin etkisindedir. Başkalarının etkisi altında yeni davranışlar kazanması onun eğitilmesi demektir A-KÜLTÜR:Eğitimin tek amacı kültürün devamlılığını sağlamaktır. Kültürleme çeşitleri 1-Zoraki kültür: Kültürel süreçlerin zorla bireye kazandırılması demektir. Propaganda buna en güzel örnektir 2-Gelişigüzel kültür. Değerler bireye farkında olmadan kazandırılır. Sokakta yolda işte 3-Kasıtlı kültürleme: Okullarda planlı programlı olarak yapılır. İnsanla ilgilidir ve kültürün devamlılığı amaçlanır B-Eğitim programı Bireyin okul içi ve okul dışı okul ile ilgili yapılan planlı tüm eğitim etkinliklerini içine alan programdır. Okulla ilgili her şeydir. C-Öğretim Programı Dersin işlenişi ile ilgili her şeydir.. Bireye kazandırılması düşünülen davranışların ne olduğu, bu davranışların nasıl kazandırılacağının, kazandırılıp kazandırılmadığının nasıl anlaşılacağının gösterildiği dokümana denir. D-Ders Programı Bir ders saati için yapılan programdır. O derse saatine ilişkin etkinlikleri gösterir. Not:En geniş kapsamlı program eğitim programıdır. Bu program öğretim programını içine almakta, ders programlan da öğretim programını oluşturmaktadır. Örnek olarak sınıf içinde bir futbol turnuvası öğretim programına girer.Aynı turnuva sınıflar arası yapılırsa bu eğitim programına girer. E-Örtük Program Öğrenciye fark ettirmeden bir şeyler öğretmek amaçlanır. Saklı-gizil- öğrenme Müze ve okul gezileri bu amaçla yapılır F-Müfredat program: Konuların içeriği ve ne zaman öğretileceğine ilişkin programdır.Konuların zamanlaması hakkında bilgi verir. G-Program Geliştirme Eğitim programının hedef, içerik, öğrenme-öğretme süreci ve değerlendirme öğeleri arasındaki dinamik ilişkiler bütünüdür. Bir eğitim programında yer alan dört temel öğenin birbirleri arasmdaki ilişkiler bütününe program geliştirme denir. Bu dört Öğe; Hedef: niçin öğretelim? Yetiştirilecek bireyde bulunması uygun görülen eğitim yoluyla kazandırılabilir istendik özelliklerdir. İçerik ne öğretelim? Bir programın içinde bulunması gereken konuların düzenlenmiş bütünüdür. Öğrenme-Öğretme Süreçleri :Nasıl öğretelim? Eğitim durumlarıdır. Belli bir zaman süresi içinde bireyi etkileme gücünde olan dış şartlardır. Ölçme ve Değerlendirme (sınama durumları: Ne kadar öğrettik? Öğrencide gözlenmeye karar verilen istendik davranışların kazanıp kazanılmadığı hakkında bir yargıya varma işidir. Eğitim Bireyin davranışında kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişme meydana getirme sürecidir.(1) Formal Eğitim (Kasıtlı Eğitim) Bireyin kendisi ya da bir başkası tarafından kazanılacak davranışların planlanıp kontrol edildiği eğitimdir. Planlı, amaçlı ve düzenli bir şekilde gerçekleşir. Amaçlı ve planlıdır . Çoğunlukla öğretmen tarafından planlanır, öğretim yoluyla gerçekleşir Başlangıçtan sonuna kadar kontrollü ortamlarda gerçekleşir Çoğunlukla okul vb. yerlerde oluşur Amaç, bireylere olumlu davranış kazandırmaktır INFORMAL EGITIM Amaçlı ve planlı değil, gelişigüzeldir Planlı olmadığı için, bulunulan ortama göre şekillenir Bireyin yaşadığı kontrollü yada kontrolsüz her ortamda gerçekleşir işyerinde, arkadaş grubu içinde, okulda, kısaca yaşamın her anında oluşur Olumlu davranışlar yanında istenmeyen davranışlarda oluşabilir Formal eğitimin gerçekleştiği ortamlar içinde okulun ayrı bir önemi vardır. Okulda bireyler çoğunlukla öğretim yoluyla davranış kazanırlar. Öğretim Bu davranış değişikliğinin okulda planlı ve programlı bir şekilde yapılması sürecidir. Program Gelecekle ilgili yaşanılması istenenlere ulaşmak için, elde bulunan imkanları düzenlemektir. Bireysel, toplumsal ve kültürel yaşamın her alanında "bilinçli, düzenli, planlı ve yöntemli" insan çabalarının ve etkinliklerinin ana öğesi durumuna gelir. Bu tür çabaların ve etkinliklerin en yoğun olduğu alan, kuşkusuz, "eğitim"dir | |||
egitimcixyz (şimdiye kadar 155 posta) |
AKTİF KATILIM VE GÖSTERİ YOLU İLE ÖĞRENME 21. yüzyılda bireylere nitelik ve kişilik kazandıran okulların, öğrenmeyi, problem çözmeyi, yaşam güçlüklerini gidermeyi öğreten kurumlar olarak yeniden yapılandırılmaları gerekmektedir. Eğitim amaçlarının beklenen düzeyde gerçekleştirilerek okulun işlevsel bir eğitim merkezi olabilmesi için, kendine özgü koşulların varlığı gerekir. Öncelikle, öğrenme sürecinin gerçek bir yaşantıya dönüştürülmesi ve öğrencinin öğretmenle birlikte aktif olması, araştırma, inceleme ve sorgulama yaparak düşünme becerisi kazanması önem taşımaktadır. Bu kapsamda diyebiliriz ki; okullar eğitim yaşantıları merkezidir. Öğrenme süreci bireyselleştirilerek çok boyutlu bir yaşantıya dönüştürülmedikçe öğrencileri geleceğe hazırlamada istenen başarı elde edilemez. Okullar; geleceğin dünyasında etkin rol alacak bireylere, yaptıklarını, duyduklarını, okuduklarını ve öğrendiklerini hafızalarında saklayıp yeri gelince eksiksiz ve katıksız olarak yineledikleri yani beynin sadece hatırlama fonksiyonuna ağırlık veren bir eğitim sunmak yerine özgür ve yaratıcı zekayı ortaya çıkaran, öğrenen, düşünen, sorumluluk alan, üreten bireyler yetiştirme işlevini üstlenmelidir. Günümüzde öğrencilerimizin duygusal eğitimini şansa bırakıyoruz ve bunun sonuçları çok yıkıcı olabiliyor. Çözümlerden biri, okulların öğrenciyi sınıfta bir bütün olarak aklı ve kalbi birleştirerek nasıl eğitilebileceğine dair bir vizyon geliştirmektir. Bu vizyon kapsamında öğrenci katılımını artırmak için okullarda neler yapabiliriz sorusunun yanıtları üzerinde son yıllarda artan bir tartışma söz konusudur. Öğrenme stratejilerinin değiştirilmesi de demokratik eğitim açısından asıl amaçlardan biri olarak öne çıkmaktadır. İşte bu noktada, Milli Eğitim Bakanlığı ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının yakından takip ettiği ve Avrupa Konseyi üyelerince 1997 yılında uygulamaya konulan Demokratik Yurttaşlık Eğitimi Projesi toplumsal yaşamdaki karar alma süreçlerinde etkin, sorumlu, katılımcı, özgür düşünen bireylerin yetiştirilmesini ve demokratik yurttaşlık bilincinin geliştirilmesini amaçlamaktadır. Yeni oluşturulan bu sistematik içinde en önemli ayaklardan biri ise tarih eğitimi politikalarının değişmesidir. Artık, demokratik bir toplumda bir arada yaşamayı öğrenmeyi, saldırgan milliyetçilikle, ırkçılıkla ve hoşgörüsüzlükle savaşmayı ve şiddet ile aşırı düşünce ve davranışı ortadan kaldırmayı amaçlayan eğitim yaklaşımlarını ve öğretim yöntemlerini belirmektedir. Aşağıda belirtilen temel yeterliliklerin kazanımı bu amaçlara ulaşmada yardımcı olacaktır. Bunlar; - Şiddete dayalı olmayan bir tarzda çatışmaları ortaya koyma, - Kendi bakış açısını savunmak için tartışma, - Diğer insanların argümanlarını dinleme, anlama ve yorumlama, - Farklılıkları tanıma ve kabul etme, - Seçimler yapma, alternatifleri dikkate alma ve etik analize tabi tutma, - Sorumlulukları birlikte omuzlama, - Başkalarıyla yapıcı, saldırgan olmayan ilişkiler kurma yeterlilikleridir. Bu noktada 21.yüzyılda demokratik bir tarih eğitiminin amaçlanmasındaki amaç özellikle de hassas ve tartışmalı konularda, öğrencilerde, (çoğul-perspektiflilik temelinde açık-görüşlü tartışmalar, diyalog ve tarihsel kanıtların araştırılması yoluyla) bilgiyi eleştirel ve sorumlu bir biçimde analiz etme ve yorumlama gibi entelektüel yeteneklerin gelişmesine olanak vermek olmalıdır. Görüş Geliştirme Tekniği: Altı nokta tekniğinden farklı olarak bu teknik tüm öğrencilerin küçük gruplarla değil tüm bir kısım halinde yani büyük grup olarak katıldıkları bir çalışmadır. Bu teknik, oturarak değil ayakta icra edilmektedir. İlk önce kısıma birbiriyle ilintili birden çok tartışma konusu(önerme, küçük bir öykü gibi...) belirlenmekte, seçilen konuların tartışmaya açık konular olmasına dikkat edilmektedir. 5 adet ana dağılım kesinlikle katılıyorum, kesinlikle katılmıyorum, katılıyorum, katılmıyorum ve fikrim yok şeklinde belirlenmekte, 5 adet ana dağılımı tablo şeklinde kısımın çeşitli yerlere yapıştırılmakta, bütün kısımın, kendi görüşlerini tablo altında yer alarak konumlandırmaları istenmektedir. Öğrencilerin bulundukları noktada neden durduklarını açıklamaları, birbirlerini dinlemeleri ve ikna etmeye çalışmaları izlenmektedir. Öğrencilere arkadaşlarının açıklamalarından etkilenip etkilenmediklerini sorulurken, ikna olanların yerlerini değiştirmeleri ve fikir değiştirenlerin tüm kısımca alkışlanmaları sağlanmaktadır. Örnek olarak vermek gerekirse “1.Meşrutiyet ve Tersane Konferansı” konusu işlenirken Mithat Paşa’nın Meşrutiyet’in kaldırılması ile ilgili görüşü üzerinde bu yöntem uygulanmış ve 2/B kısmında şöyle bir dağılım ortaya çıkmıştır: GÖRÜŞ: “Mutlak iktidara alışmış bir sultan yetkilerini ancak yavaş yavaş devredebilir.” KISIMIN GÖRÜŞLERİ Kesinlikle katılıyorum diyen 3 öğrenci Kesinlikle katılmıyorum diyen 2 öğrenci Katılıyorum diyen 8 öğrenci Katılmıyorum diyen 7 öğrenci Fikrim yok diyen 4 öğrenci Sonuçta kısımda iki ayrı görüşte yığılma belirlenmiştir. Küçük bir kısım öğrenci ise görüşte herhangi bir tarafta yer almazken, bir kısım öğrenci de uygulama sonunda taraf değiştirmiş ve kısımca alkışlanmıştır. Serbest Çağrımsal Düşünce Tekniği: Bu teknikte, genelde derse giriş yaparken konuyla ilgili bir kavram, ilke ya da sözcük vererek tartışma konusu belirlenmektedir. Öğrencilerin yanıtları tek tek tahtaya yazılmaktadır. Öğrencilerin yanıtları tartışılmaz, analiz edilmez, yargılanmaz. Öğrencilerin birbirlerinin yanıtlarını eleştirmeleri önlenmelidir. Öğrencilerden yanıt gelmemeye başlarsa soru tekrar edilir. Kısımı yanıt vermek konusunda cesaretlendirirken baskı kurulmamalıdır. Yanıtlar tamamlandığında; a. Yanıtları analiz edilir, b. Yanıtları sınıflandırılır, c. Önem sırasına göre sıralanır, d. Buradan hareketle ders işlenir. Örnek vermek gerekirse, 2/E kısmının “1.Meşrutiyet ve Tersane Konferansı” konusunda “meşrutiyet” kavramını irdelenmesi için serbest çağrımsal düşünceye tam olarak katılımı şöyle olmuştur: “Meşrutiyet sözcüğünü duyduğunuzda aklınıza gelen ilk sözcük nedir?” sorusuna öğrenciler sırayla anayasa, hukuk, katılım, oy verme, seçim, padişah, Osmanlı, 1876, meclis, Mithat Paşa, 93 Harbi, yenileşme, Genç Osmanlılar, Namık Kemal, istibdat, yasa, özgürlük, meşruiyet, düzen, reform, batı, kamuoyu, liberalizm, ıslahat sözcükleri ile karşılık vermişlerdir. Görüldüğü üzere kısımın duyduğu kavram üzerinde ilk verdiği tepkiler konuya hiç de yabancı olmadığını göstermektedir. Anımsadıklarının hepsi tahtaya tek tek yazılmış ve kısımın konuyla ilgili panoroması analiz edilerek tartışılmıştır. Konuşma Halkası Tekniği: Bu teknikte, öğrencilerin sandalyelerini birbirlerini karşılıklı görebilecek şekilde daire biçiminde kısımda yer almaları istenir. Konuyla ilgili bir kavram, ilke ya da sözcük vererek görüş belirtmeleri istenir. Görüş geliştirme tekniğinden farklı olarak oturarak yapılan bu teknikte öğrenciler sırayla konuşurlar. Yuvarlak bir cisim seçilerek elinde yuvarlak cismi tutanların konuşması istenir. Diğer öğrencilerin konuşmasına, tartışmasına izin verilmez. Öğrencilerden yanıt vermemek isteyenlere saygı gösterilmelidir. Yanıtlar tamamlandığında diğer bir tekniğe geçmek için kısım düzenek değiştirmelidir. Her yeni uygulamada olduğu gibi “Aktif Katılım ve Gösteri Yolu ile Öğrenme” yönteminin uygulamasına geçildiğinde öğrencilerde hiç görmedikleri bir yapılanmaya alışma konusunda zorlanmalar olmuştur. Yine de öğrencilerle karşılıklı yaptığımız mülakatlarda bu yöntemden genel bir memnuniyetliğin olduğu ifade edilmekle birlikte bazı uygulama esasları ile ilgili olarak eleştiriler de getirilmiştir. Görüş geliştirme tekniği ile ilgili olarak; o bazı öğrencilerin hiç katılamadığı, o tartışmanın bazen aşırı gürültü oluşturduğu, o konunun dağıldığı, Altı nokta tekniği ile ilgili olarak o grup kararlarının bazen amaçlanan konunun ana hatlarından uzaklaştığı, o bazı noktalarda türetimlerde zorlanıldığı, o kaynak araştırmasının gerektiği konularda zaman yetersizliliği gibi durumlar belirtilmiştir. Bunlara ek olarak bahsettiğimiz tekniklerin öğretmen gözüyle de bakıldığında genel anlamda bazı sınırlılıkları da söz konusudur. Öncelikle öğretmen tarafından tam anlamıyla onay görmüş ve kabullenilmiş olması gerekmektedir. Yani klasik eğitim yöntemlerinden vazgeçmek kolay olmayacağı için bu yönteme öğrenciyi alıştırmaktan daha önce öğretmenin bu yönteme inanmış olması gerekmektedir. Yöntemlerin alt tekniklerinin derste neyin amaçlandığının iyi tespit edilememesi halinde birebir konu ile ilişki kurulamayabilir. Amaç ve konu kapsamı dışına çıkma zaman zaman karşılaşılabilecek bir sorundur. Fiziki koşullar değerlendirmeye alındığında sınıf ortamının küçük ve 30 öğrenciden fazla mevcutlu olması halinde uygulama zorlukları ortaya çıkacaktır. Öğrencilerin yeterli hazırlık yapmasının yanı sıra duygusal tavırların gerçekleri arka planda bırakacak şekilde öne çıkmasının önlenmesi gereklidir. Yani gerçeklerin çarpıtılması gibi durumlar belirebilir. Utangaç ve konuşma yeteneği zayıf olan öğrencilerin bazı uygulamalarda hiç söz alamadığı ya da almadığı görülecektir. Gürültü ve sürekli hareketliliğin oluşması dezavantaj olarak görülebilir. Zaman yetersizliliği nedeniyle ön çalışma ve araştırma eksiklikleri ders esnasında bilgisizlikten doğan yanlış tezler ortaya koyma gibi durumlar da görülebilecektir. Ana sınırlılık Tarih ve benzeri dersler sözel dersler dışında başka derslere de uygulanabilir mi sorusunun yanıtıdır. Sayısal derslere uyarlanması söz konusu değildir. Ancak, Felsefe, Psikoloji, Edebiyat, İnsan Hakları ve Demokrasi gibi sözel ağırlıklı derslerde de rahatlıkla uygulanabileceğini şüphesizdir. Herşeye rağmen “Aktif Katılım ve Gösteri Yolu İle Öğrenme” yöntemi ve onun 4 alt tekniği; amaçladığımız, birey merkezli çağdaş tarih eğitimine ve demokratik yurttaşlık duruşuna zemin hazırlamaktadır. Bunları planlı bir davranış değişikliği haline dönüştürebilmekte iyi sonuçlar vermektedir. Öğrencilerin aktif olmasının yanı sıra nitel başarıda artışlar meydana gelmiştir. Bu Eğitim- Öğretim yılında Tarih dersinde 148 öğrenciye uygulanan karma sınav sonucunda bir önceki yıla göre başarı yüzdesi % 8,85’lik artış göstermiştir. Uygulanan sınav tipinde değişiklik olmamasına rağmen istenilen başarı yakalanmış ve sınıf içi performansın sınav anına da yansıması da memnuniyetle karşılanmıştır. Ancak nitel başarıdan çok olumlu davranış değişikliklerinin sürekli artan bir grafikle seyretmesi daha önemlidir. Sözel yeteneklerini daha çok gösterdikleri Edebiyat ve Kompozisyon derslerine de bu durum yansımış ve ilgili ders öğretmenleri tarafından da bu aktarım paylaşılmıştır. Gülümseyen bir tarih eğitimi kapsamında; o herkesin demokratik bir ortamda kendisini rahatlıkla ifade etmesi, o karşıt görüşü dinlemesi, o ikna etmeye çalışması, o grup içinde çalışabilmesi, o bazen gruptan farklı görüş bildirebilmesi, o demokratik ortamda yaratıcı düşünceyi ortaya çıkarması, o görüş değiştirebilmesi, o genelinde okulu bir yaşantılar merkezi olarak görebilmesi gibi amaçlara ulaşma konusunda bu yöntem ve alt teknikleri bizi cesaretlendirmektedir. Nitel başarının artmasından çok; adı geçen proje kapsamındaki bu yöntem sayesinde derse tam anlamıyla katılma, sürekli bir etkinlik içinde kendini hissetme ve bunlardan memnuniyet duyma gibi duyuşsal hedeflere yönelik öğrencilerde ciddi bir biçimde gözlenebilir olumlu anlamda davranış ve performans değişiklikleri tespit edilmektedir. | |||
egitimcixyz (şimdiye kadar 155 posta) |
POSNER'İN PROGRAM TANIMLADIĞI PROGRAM GÖRÜNÜŞLERİ Eğitim programı en genel anlamıyla; eğitim-öğretim izlencesi, öğrenme-öğretme sürecinde takip edilecek yol olarak tanımlanabilir. Ancak eğitim programını işlenecek konuların sırası ve zamanını gösteren basit bir planlama olarak düşünmemek gerekir. Yine eğitim programını çeşitli derslerin öğretimi olarak görmek de doğru değildir. Eğitim programı oldukça geniş bir kavramdır. Okulun sorumluluğundaki derslerin öğretimi ve ders dışı sosyal etkinlikler, rehberlik çalışmaları vb gibi tüm yaşantıları kapsar. Eğitim programı resmi ve yazılı bir dokümandır. OkuLların işlevini, öğretmenlerin yapacaklarını gösterir ve düzenler. Eğitim programının çeşitli boyutları vardır. Bu program boyutları çeşitli biçimlerde ele alınmıştır. Program boyutlarını konusunda Elliot Eisner, Maria Harris ve George J. Posner gibi eğitim programcıları çeşitli tanımlamalarda bulunmuşlardır. Eisner ve Harris üç program boyutu veya program görünüşü tanımlamasında bulunmuştur. Bunlar; resmi program, örtük program ve ihmal edilen programdır. Bu tanımlamalar Posner'de de vardır. Posner bunlara ek olarak uygulamadaki program ve ekstra program program görünüşlerini de tanımlamıştır. Böylece eğitim programı boyutları ya da görünüşleri; resmi, uygulamadaki, örtük, ihmal edilen ve ekstra olarak beş biçimde tanımlanmıştır: 1- Resmi/Açık/Yazılı program : Tanımlanmış, öğrencilere kazandırılacak hedefler, bu hedefleri kazandırıcı ünite ve konular, eğitim ve sınama durumları boyutları açıklanarak yazılı bir döküman haline getirilmiş, eğitim otoritesince onaylanarak okullara gönderilmiş programdır. Bu program eğitim felsefesini ve eğitim politikalarını yansıtır. Okulun ve öğretmenlerin kazandırması, öğrencilerin kazanması gereken eğitim beklentilerini tanımlayan programdır. Ayrıntılı ve ideal özellikler taşıyan programdır. Bu programın özellikleri; a) yazılıdır, kâğıttadır, dökümandır b) resmidir c) tasarıdır d) teoriktir e) açıktır, ilan edilmiştir f) okulun kasıtlı eğitim amaçlarını açıklar g)standarttır h) ölçülüp değerlendirilebilir Öğretmenler bu yazılı programdan yola çıkarak öğrenme öğretme sürecini planlar ve resmi programdaki ilke ve açıklamalara göre uygulama yaparlar. 2.Uygulamadaki/Uygulanan/Öğretilen/Gerçekleşen Program Okulda öğretmen elinde hayat bulan programdır. Resmi programı okulun ve öğretmenin algılayışı ve uygulayışı ile ilgilidir. Okulun ve öğretmenin ne öğrettiği ve nasıl öğrettiği ile ilişkilidir. Resmi ve yazılı program teoriktir. Resmi programda yazılanlar harfiyen hayata geçmeyebilir veya yazılanlardan çok daha fazlası ortaya çıkabilir. Bunda resmi programın algılanışı, öğrencilerin yatkınlıkları, okulun çevresi ve olanakları etkilidir. Resmi program standarttır ancak gerçekleşen/uygulamadaki program okuldan okula farklılık gösterebilir. Bu program öğrenme-öğretme pratiğidir. Resmi programın somut gerçekleşen ve gözlenen boyutudur. Okulda somutlaşan, gözlenen ve gerçekleşen uygulamadaki program resmi programda yazılanlara yakın da olabilir, resmi programda yazılanların azı da çoğu da olabilir. Bu program kâğıttan uygulamaya dökülendir. Teoriden pratiğe dönüşendir. Tasarlanan resmi programdan farklı olarak nelerin ortaya çıktığı ile ilgilidir. 3. İhmal edilen/Atlanan/Görmezlikten Gelinen/ Üstünkörü Geçilen/Geçersiz Program: Bir programda nelerin öğretildiği kadar nelerin öğretilmediği de önemlidir. İhmal edilen program resmi programın kasıtlı, bilinçli bir biçimde öğretilmeyen, atlanan, eksik bırakılan, üstün körü geçiştirilen boyutlarını oluşturur. Okulun ve öğretmenlerin yaklaşımları bunda etkilidir. Hatta çeşitli nedenlerle öğrencilerde programın belli boyutlarının ihmal edilmesini, atlanmasını veya geçiştirilmesini isteyebilir. Sınavda soru çıkmayan dersler ya da ders bölümleri, ortalamaya katılmayan dersler, kısa vadede yarar getirmeyen duyuşsal özellikler, güzel sanatlar, estetik, yaratıcılık vb gibi program boyutları çeşitli nedenlerle ihmal edilebilir. Resmi programın bazı boyutlarının atlanmasında okulun olanakları da etkilidir. Deney yapacak yeri ve malzemesi olmayan bir okulda fen dersleri geçiştirilebilir. İhmal edilen programı genişçe bir yaklaşımla resmi programda ve uygulamadaki programda nelerin öğretilmediği nelerin kapsama dâhil edilmediği soru ekseninde düşünmek gerekir. Dolayısı ile ihmal edilen program resmi programda yer almayan, önemsenmeyen içeriklerde olabilir, resmi programda yer alıp da öğretmenlerce ya da okulca atlanan, geçiştirilen içerikler de olabilir ve hatta bunların her ikisi de olabilir. 4-Örtük/Gizli/Saklanan/İnformal/Üstü Kapalı Program ): İlk olarak Jackson (196 tarafından ortaya atılan bir program görünüşüdür. Resmi programda yer almayan, kast edilerek kazandırılmayan, yazılı olmayan programdır. Bu program okuldaki sosyal ve psikolojik etkileşimle oluşan yan ve informal öğrenmeleri kapsar. Bu öğrenmeler olumlu da olabilir olumsuz da. Bu program kapsamındaki öğrenmeler resmi programı destekleyici yapıda da olabilir, resmi programla çelişen yapıda da olabilir. Bu programdaki öğrenmeler okul kültürü ve ikliminden kaynaklanan öğrenmelerdir. Okuldaki kültür, iklim, ilişkiler, disiplin anlayışı, kurumdaki bireylerin sahip oldukları inançlar, değerler, tutumlar ile etkileşerek oluşan öğrenmeler örtük program kapsamındadır.Bu programın özellikleri; a) açık ve yazılı değildir, b) tasarlanmamıştır, c) informal, kendiliğinden ve gizil öğrenmeleri kapsar, d) kasıtlı değildir, ima edilen programdır e) resmi programın dışındadır e) okul düzeni, disiplini, fiziksel, sosyal, psikolojik çevresi ile okuldaki eğitim personelince resmi program dışı sözlü, sözsüz verilen bütün iletilerle oluşan öğrenmeleri kapsar f) değerler, normlar, tutumlarla ilişkilidir. g) eğitim otoritesi, okul, öğretmen ve yöneticilerce açıkça onaylanmamış hedefler ve gizli niyetler, kurumsal normlar ve değerler bu programın kapsamındadır 5- Ekstra/Fazladan Program resmi programın dışındaki planlı sosyal, kültürel, sportif,sanatsal etkinliklerdir. Resmi programın dışındaki ve yukarıda sayılan programların hiçbirisinin kapsamına girmeyen okul korosu, okul bandosu, okul orkestrası, darama çalışmaları, öğrenci toplulukları ve kulüpleri, atölye çalışmaları, konferanslar vb çalışmalardan oluşur. Bu etkinlikler resmi program dışıdır. Ancak planlıdır. Öğretmenlerin gözetim ve rehberliği altındadır. Fazladan ve ek olarak okul çalışmalarında yer alır. Ekstra program ilk olarak 19 yy. Amerikan fakültelerinde yer almış ve bundan sora yaygınlaşmıştır. Bu program kapsamındaki etkinlikler tüm öğrencilere yöneliktir. Ancak katılımlar seçmeli ve gönüllüdür. Bu etkinlikler okulca ilan edilir. Bu etkinliklerin sayısı, çeşidi, biçimi, içeriği, işleyişi, zamanı okuldan okula farklılık gösterir. Hatta ekstra program kapsamındaki etkinliklerin sayısı ya da çeşidi benzer türdeki okular arasında tercih sebepleri arasındadır. Ekstra program kapsamındaki etkinlikler okulun akademik misyonu dışındaki etkinliklerdir. Okulun tercih edilirliğini ve cazibesini arttırıcı etkinliklerdir. | |||
egitimcixyz (şimdiye kadar 155 posta) |
PROGRAM GELİŞTİRMENİN TEMELLERİ PROGRAM GELİŞTİRMENİN KURAMSAL TEMELLERİ 1-TOPLUMSAL TEMELLERİ Program gelişitirme çalışmlarında toplumun temellerini bilmek gerekir.Eğer eğitim öğretimin amcaı kültürün devamlılığını sağlamaksa toplumun temeli ve kültürüde çok iyi bilnmek zorundadır. Toplumun ihtiyaçlarına cevp vermek zorundadır.Toplum tarafından ilgi görmeyen yada toplumun herhangi bir ihtiyacı olmayan öğrenmeler bir işe yaramaz. 2-BİREYSEL TEMELLERİ Bireyin ihtiyaçları göz önüne alınmalıdır ve bireye ihtiyacı olan şeyler öğretilmelidir. Bireyin nasıl öğrenebileceği araştırılmalıdır. 3-EKONOMİK TEMELLERİ İktisatla alakalıdır.Çok para harcanarak hazırlanmış bir program ekonomik değildir. Her program geliştirme çalşma grubunda bir eğitim ekonomisti bulunmalıdır. 4-FELSEFİ TEMELLERİ Başlıca felsefi alanlar 1. Ontoloji (varlık bilgisi): Varlığın kökenini araştırır. 2. Epistemoloji (Bilgi sorunu): bilginin kaynağını arar. Bilginin ne olduğunu bulmaya çalışır. Gerçekler bilinebilir mi? Mutlak bilgi var mıdır? Gibi sorulara cevap arar. 3. Aksiyoloji (Değer bilimi):Sanat ve estetik. İyi-kötü, güzel-çirkin, Eğitimin Felsefi temelleri oluşturulurken etkilenilen akımlar Felsefe, bir okul için düşünce tarzını, görüşleri, inançları yansıttığı ve hedef ile içeriği etkilediğinden program geliştirmede önemli bir yer tutar. Felsefe, kişisel inanç ve değerlerimizle ilgilenmemize, kim olduğumuzu, var olma nedenimizi ve bir ölçüde nereye gideceğimizi anlamamıza yardımcı olur. Gerek bireyi, gerekse toplumu ve konu-alanım ele alırken neye önem verileceğinin temelinde felsefi görüş ve tutumlar vardır. Felsefe, gerçeğin temellendirilmesine dayalı bir bağ kurma süreci ve bu sürecin sonunda elde edilen ürünlerin dirik bir bütünüdür. Temel olarak dört felsefeden söz edilebilir Bunlar: a.İdealizm (İdealistlik) Gerçeğe giden yol sadece bilimsel yöntem değil aynı zamanda sezgisel düşüncedir Değerler mutlaktır ve değişmez bir yapıya sahiptir; gerçek bilgi ise aklın ürünü olan bilgidir. Gerçek akıldır ve madde bir bakıma onun ürünüdür İdealist görüşte tutarlılık kavramı önemli bir yer tutar. Bu görüşe göre okul kültürel mirası oluşturan değerleri öğretmelidir. (esasicilik) b.Realizm (Gerçekçilik) Bu görüşe göre varolan her şey gerçektir. Bu görüş modern bilimin temelini oluşturan nesnelliğin yansıtılmasına olanak vermiştir. Gerçekçiler, idealistlerin öngördükleri gibi zihnin kendi dünyasını yaratması yerine, insan zihnînin yaşadığı çevre ile bilgi alışverişinde bulunduğunu varsayarlar. Gerçekçi görüş temelde idealist görüşe karşıt olarak oluşturulmuş bir görüştür. (Daimicilik, Esasicilik) c.Pragmatizm (Yararcılık) Bu görüşte önyargıların yeri yoktur. Bir fikrin, bir inancın ve bir hipotezin sonuçlarını değerlendirerek gerçeğe varma yoludur. Yararcılık, insan deneyimine dayandığından eğitim amaç ve yöntemlerinde esnekliğe, sürekli deneme ve düzeltmelere olanak tanır. Buna bağlı olarak eğitimde çıkış noktası konu değil çocuktur. Çocuğun tüm yaşamı bir bütün olduğundan eğitim; yaşama hazırlıktan öte yaşamın kendisidir. Bu görüşü benimseyen eğitim anlayışında bireysel özellikler ve çocuğun etkin katılımı önemlidir.(ilerlemecilik ve yeniden kurmacılık) d.Existentialism (Var oluşçuluk) Varoluşçu görüşe göre eğitimin amacı özgürlüklerin artmasıdır. Her bir öğrencinin, kendi değerler sisteminin özgürce ve yetişkinlerin zorlaması olmasızın geliştirilmesine izin verilmeli ve yardımcı olunmalıdır. Öğretmen; yardıma gereksinim duyan öğrencinin yardımına koşan ve kişiliğin geliştirilmesine yardım etme zorunluluğunda olan bir kişidir.(Yeniden kurmacılık) Rasyonalist:akıl yürüten. EĞİTİM FELSEFELERİ Ağırlıklı olarak eğitim felsefesi yaklaşımlarıdır. a-DAİMİCİLİK En eski program geliştirme felsefesidir. Eğitimin değişmeyeceğini ve evrensel bir eğitimi savunur Düşünen akıl yürüten (entelektüel) insanı savunur Okulu hayata hazırlık olarak görür. Okul hayatın kendisi değildir bu yüzdende okullarda meslek öğretilmesine karşıdır. Okul hayatın maddi ve manevi değerlerini öğretir.İyi bir insan olabilmek için Okullarda klasik eserler okutulmalıdır. Lider, düşünebilen insanlar yetiştirmeyi amaçlanmıştır. b-ESASİCİLİK Yetenekli nisanlar yetiştirmeye önem verir. Tarihe önem verir ve geçmişte olanların geleceğe aktarılmasını ister Öğretmen merkezli eğitimi savunur Geleneksel yöntemler ve ezber kullanılmalıdır. Konular ihtiyaca cevap vermiyorsa değiştirilmelidir. Zihinsel disiplin yaklaşımı: eğitimin doğasında zorlama, disiplin ve baskı vardır c-İLERLEMECİLİK Öğrenci merkezlidir Problem çözme yollarının öğretilmesini savunur Okul hayatın ta kendisidir. Öğretmen öğrenciye rehberlik etmelidir Demokratik bir eğitim İşbirlikçi öğrenme d-YENİDEN KURMACILIK Okul daha fazla sorumluluk almalıdır Gerekirse her şey yıkılıp yeniden düzenlenmelidir |
Bütün konular: 56
Bütün postalar: 483
Bütün kullanıcılar: 56
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse