EĞİTMENHABER

Abbas GÜÇLÜ- Milliyet - Bir önceki Bakan Metin Bostancıoğlu”nu hatırlayan var mı? O da derin yaralar açmıştı. Ne oldu? Silindi gitti. Çelik de birkaç yıl sonra unutulacak. Ama ya yarattığı tahribat? İşte onu tamir etmek, çok uzun yıllar alacak.

Önünde milli sıfatı olan bakanlıklarla bu kadar kolay oynanmaması gerekiyor. Milli Savunma Bakanlığı ne ise Milli Eğim Bakanlığı da o. Milli Savunma Bakanı olan kişi, düzenle ve kurallarla istediği gibi oynayabiliyor mu ki, her gelen milli eğitim bakanı eğitim sistemini hallaç pamuğu gibi lime lime ediyor!

Kabine değişikliğinden söz ediliyor. Bakalım, Bakan Bey yerini koruyacak mı? Banko korur diyenler kadar, kesin gider diyenlerin sayısı çok fazla. Ama benim tahminim, başka bir bakanlığa kaydırılacağı yönünde. Bekleyip göreceğiz. Ecevit de Bostancıoğlu”nda aynı ısrarı göstermişti. Son görüşmemizde, en büyük hatalarından birinin bu olduğunu bizzat kendisi söyledi. Tarih tekerrür mü eder, yoksa biz mi yanılırız, zaman gösterecek…

Başbakan ne söylüyorsa
Hiç ihtimal vermiyorum ama eğer Başbakan Erdoğan ile Çelik arasında danışıklı bir dövüş söz konusu değilse, olup bitenleri anlamak mümkün değil.

Başbakan Erdoğan, ısrarla, öğrencilerin sınav illetinden kurtarılmasını ve dershane garabetine olan bağımlılığın azaltılmasını istiyor. Çelik ise tam tersini yapıyor. Yani Başbakan”ı “takmıyor”.
Anadolu liseleri ve kolejlerde sınav sayısı 1″den 3″e çıktı. Dershaneye başlama yaşı da 15″ten 12″ye indi. Bu nasıl öğrenciyi rahatlatmaksa! Ama daha da vahimi, velilerin sırtına binen dershane ücretleri.

Bakan Bey, ilköğretimde öğrenci ve velilere çektirdiği eziyet yetmemiş gibi, üniversiteye girişte ÖSS”nin yerine de benzeri bir sistem düşünüyormuş. Geç bile kaldı. Bir de onu yaparsa artık tarihe geçer!..

Bu arada yabancı özel okullar, giriş sınavlarını kendileri yapacakmış. Bu yöndeki çalışmalar hızlanmış. Özel Türk okullarından da benzeri istekler var. Çünkü, mevcut sistemin, yani SBS”nin öğrenci kalitesini düşüreceği konusunda ciddi kuşkuları bulunuyor. Haksız da sayılmazlar. Çarpıklığı görmek için hiç uzağa gitmeye gerek yok. Bu yılki SBS sonuçlarına bakmak yeter de artar.
MEB böyle bir uygulamaya izin verir mi? Başka bir bakan olsa, hiç tereddütsüz evet derdim. Hatta böyle bir sınav da gerek kalmazdı. Koltuğuna oturduğunda yapacağı ilk icraatlarından biri bu ucube sınav sistemini kaldırmak olurdu. Ama şimdi ne söylense boş. Çünkü Başbakan”ı bile “takmayan” bir bakan, yabancı kolejleri mi ciddiye alacak?..

Bakan Çelik”in “harika” diye sunduğu SBS”nin ne kadar saçma olduğu konusunda size sadece bir örnek vermek istiyorum. Sistemi anlamanız için yeter de artar.

Örneğin Elif, 6, 7 ve 8″inci sınıf derslerinin tümünden 5 üzerinden 5 aldı. Yani 100 üzerinden 100 ortalamayla mezun oldu. O yetmedi yine 6, 7 ve 8″inci sınıfların sonunda yapılan SBS”lerin tümünde de soruların tamamını doğru cevaplayarak tam puan aldı. Normal koşullarda istediği okula girmesi gerekir. Örneğin Galatasaray Lisesi”ne. Ama bu yetmez, çünkü ortada yüzlerce şampiyon olacak ve muhtemelen onlar da Galatasaray Lisesi”ni isteyecek. Ama kontenjanı sınırlı. İşte bu yüzden yaşı da diğer şampiyonlardan küçük olmalı ki, girmeyi garanti altına alabilsin.
Sistemin saçmalıkları saymakla bitmez. Örneğin öğrenci, 6, 7 ve 8″inci sınıflardan birinde, herhangi bir dersten 5 değil de 4 ortalama tutturursa, sınavlarda istediği kadar soruların tümünü cevaplasın, ilk tercihine girme şansı kuş olup gider.

İşte bu nedenle, yabancı okulların kendi sınavlarını kendilerinin yapma isteğini anlamak mümkün. Bizim anlayamadığımız, Başbakan”ın sözleri ile bakanın icraatlarındaki çelişki!..

Özetin özeti: Giderek devasa boyutlara ulaşan sınav sektöründen en çok kim nemalanıyor? Bu sorunun cevabı bulunduğunda, Başbakan”ın itirazı ve Çelik”in ısrarı daha net anlaşılacaktır!..